- kendi eliyle
- adv. with one's own hand
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
el eliyle yılan tutulur — kişi kendi işini kendisi yapmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aharlamak — i Ahar sürmek Kâğıtlarını kendi eliyle aharlayıp terbiye etmek itiyadında idi. S. Ayverdi … Çağatay Osmanlı Sözlük
demlendirmek — i Demlemek Kendi eliyle semaverde demlendirdiği çayı karşılıklı içtiğimiz günleri bir daha bulamam. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bindiği dalı kesmek — kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğa — is. 1) İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, tabiat Deniz de pisliği doğa yoluyla temizleyemez oldu. H. Taner 2) Bir kimsenin eğilimlerinin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendiliğinden — zf. 1) Başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizatihi ... birkaç dakika masa başında beklese kendiliğinden bir şeyler yazmaya başlarmış. A. H. Tanpınar 2) sf., bit. b. İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit 3) sf., fiz. İradesiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük